Açıklamayı dernek üyesi Dudu Yiğit yaptı. Basın açıklamasında konuşan Yiğit; “11 Eylül 2001’de İkiz Kuleleri’n vurulmasından sonra ABD NATO’nun uluslararası Güvenliğe Destek Gücü Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (İsaf) adıyla oluşturduğu askeri güç ile talibanı vurdu.
Türkiye başından itibaren İsaf içinde etkin bir güç olmuştur , ABD- İsaf birlikte yaptıkları işgalde Afgan kadınlarını özgürleştirme girişimi diyerek tüm dünyadan destek toplamak istiyordu .
Amerikan işgali süresince de Afgan kadınlar ABD’nin gözetimindeki yönetimler sonucunda da hiçbir zaman Özgür olmadığı gibi korkunç bir yaşama mahkum bırakıldılar.
Şimdi ABD Afganistan’dan çekilirken Türkiye adına AKP pazarlık payını arttırmak adına hiç teklemeden “Taliban’la aynı inanca sahibiz “açıklaması yapabiliyor .
Afgan kadınların geçmişten bugüne yaşadıkları her sorunda Türkiye hükümetinin kadın düşmanı gruplara verdiği destek ve ABD’nin Afganistan’daki jandarmalığa soyunması sonucudur.
Afganistan’da Savaş suçlarını bıkıp usanmadan ifşa eden bir kadın malalai Joya 2013 yılında kendisi ile yapılan bir röportajdan bizlere sesleniyor.
Afgan halkı olarak uluslararası toplumdan Türkiye’den bu trajediye karşı duyarlılık isterken beklentimiz yeni bir işgal değil biz onurumuzu bize iade edecek bir tutum bekliyoruz .
Türkiye halklarını kendi hükümetlerini bu trajediyi yaratan güçlerle aralarına mesafe koymaya onlara destek vermekten vazgeçmeye davet etmeli bunun için mücadele vermeli çünkü bu yalnızca Afgan halkı için değil Türk halkları için de önemli ülkemizdeki savaş Lordlarına her türlü olanak sizlerin cebinden çıkıyor özellikle kadınlara seslenmek istiyorum Afgan kadınları üzerinden yürütülen Kara propagandaya kanmasınlar kimse bizi özgürleştirme di aksine işgal ve sonrasında yaşananlar Afgan kadınlarının üzerine karabasan gibi çöktü biz ülkelerin müdahaleci yardımlarına değil halkların onurlu yardımlarına ihtiyaç duyuyoruz diyor.
Türkiye hükümetinin ülke içinde de dışında Selefi Taliban ve benzeri gruplarla işbirliğini derhal bırakmalıdır. Afganistan’da da ülkemizde de kadınların özgürlüğün ve eşitliği ancak laiklik mücadelesi ile mümkündür.
Laiklik mücadelesini vermediğimiz takdir de ülkemizde de şeriat kanunlarını yaşayacağımız günlere evrilecektir.
İstanbul sözleşmesinden de çıkma nedenlerimiz Selefi ve benzeri gruplarla olan işbirliği nedenidir.
Şeriatı yaşayan Afgan kadınlarının durumlarını bir kaç örnekle açıklamak istiyoruz!
– Kadınlar yanında erkek olmadan evden çıkamıyor erkek doktora muayene olamıyor veya ameliyat edilemiyor.
– Kadınlar başlarından ayak uçlarına kadar bedenlerini bütünü Burka giymek ve gözlerini de kapatmak zorunda.
ABD işgali süresince
-Her 3 Afgan kadınından birisi fiziksel psikolojik ve cinsel şiddete maruz kaldı.
– Afgan kadınların ortalama yaşam ömrü 44 yıl.
Evliliklerin yüzde 70 – 80’i çocuk yaşta gerçekleştiriliyor.
-Kadınların mülkiyet ve miras hakkı anayasal koruma altında değil, tecavüz yasalarda açık bir şekilde suç olarak tarif edilmiyor.
Savaş ve uzun süren çatışmalı ortamdan kaçmak kadınlar için daha zor bir durumdur kadınlar Kaçarken ya da kamplarda tecavüz tehdidi ile karşı karşıyadır bu nedenle hamile kalmamak için 3 aylık iğne bazıları ise İran da doğum kontrol hapı alarak devam etmektedir.
Türkiye hükümetini tekrardan uyarıyoruz her Afgan kadını ve kız çocuğunun yaşayacağı vahşete ortak olacaksınız ve biz kadınlar vergilerimizin kadın düşmanı gruplara aktarılmasını istemiyoruz.
Taliban kardeşim değildir.
Tüm dünya hakları kardeştir.
Tüm dünya kadınları kardeşimizdir.
Savaşa Hayır Barış istiyoruz!
8 MART KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ – AKHİSAR” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi