Tarih: 30.05.2019 20:28

HEY GİDİ GÜNLER DEMEYELİM…

Facebook Twitter Linked-in

Milattan Sonra 50 yıllarına dayanan spor kültürüne sahip bir şehrin sıra dışı başarılara imza atan bir takıma sahip olması oldukça normal. Bu bulguya Thyateira antik kentinde bulunan antik sikkelerden ulaşıyoruz. Roma imparatorluğu döneminden kalma paralarda spor müsabakalarının tasviri göze çarpmaktadır. Bir başka ifade ile, Akhisar coğrafyasında yaklaşık 2000 yıldır spor yapılıyor diyebiliriz.

Peki günümüze gelinceye kadar yakın tarihte neler yaşandı bu şehirde spor ve futbol adına…. 1920 yılında kurulan Türk Ocağı, aynı yıllarda kurulan Akhisar’ın Madeni Sanatkarlar Spor Kulübü ve 1924 yılında kurulan Gençlik spor kulübünün varlığı göze çarpar…

Önceleri maçların oynandığı şehir stadının tarihi de eskidir. Yıl 1952… Akhisar halkı stadın yapımında taş, toprak, kireç getirerek çalışmalara katkıda bulunuyor. İlerleyen yıllarda yeşil zeminine kavuşan stat, 3000 bin koltuk kapasitesine sahip. İşin gerçeği halen onun kalitesinde zemine sahip bir stada rastlamadım. Ne maçlar yapıldı bu stadyumda, ne gençler çıktı sportmen vede onlara sahip çıkan spor adamları…

Yıllar içerisinde takımlar isim değiştirmiş, ama ruh değişmemiş. 1970 yılına gelindiğinde Gençlikspor, Güneşsspor ve Doğan spor adlı takımlar varlıklarını devam ettirir olmuşlardır.

Bu 3 takım birbirleri ile kıyasıya mücadelesi yaklaşık 50 yıl devam etti. 1970 yılına gelindiğinde futbolseverler şehir meydanında ‘Akhisarspor’u istiyoruz’ şeklinde bir pankart açarak bu üç takımın birleşmesini istedi. Sorunlar vardı, çözüldü. Renkler üç takımdan alındı.

Belediye Başkanı Orhan İlker Bey ile; mimar Yılmaz Atabarut başkanlığında oluşturulan 1. Noter İrfan Başaran, milli hakemlerden İsmail Tunalı ve yönetimde bulunan Mustafa Teldemir’in yer aldığı heyet tarafından 08.04.1970’te Akhisarspor kurulması yönünde karar alındı. Atabarut, çiçeği burnunda kulübün kurucu başkanı ve 1 numaralı üyesi oldu.

Yıllar yılları kovaladı. Bölgesel Amatör Lig , 3. Lig, 2. Lig, 1. Lig ve süper ligde rüştünü ispat ederken Akhisarspor halkın sevgisi, futbola, takıma olan aşkı, Aşkhisarı doğurdu. Yeşil siyah ve sarı hiç bu kadar uyumlu olmamıştı. Adeta bu üç renk Akhisarspor’la bulmuştu gerçek tonunu…

Binlerce taraftar, hayallerini süsleyen kupalara birer birer uzanıp alırken, ligde dört büyüğe kök söktürürüp bu takım nasıl bunları yapabilir diye hayretle bakan boyalı basının, yayıncı kuruluşun spor yorumcularına ‘işte Akhisarspor bu… Siz bizi anlayamazsınız, çünkü biz kendi stadyumumuzun harcını karıp taşını tuğlasını taşırken, 1970’de biz Akhisarsporumuzu istiyoruz derken hengi ruhu taşıyorsak aynı ruhu taşıyoruz’ diyebildiler…

Peki ya şimdi ne oldu? Süper Ligden düştü… Bir başarısızlık mı elbette öyle… Yönetim takımı halktan uzaklaştırdı mı elbette öyle. Spora siyaset karıştı mı evet maalesef…

İşte bütün mesele de bu…

Sayın Hüseyin Eryüksel; siz bir dernek ve  spor kulübünün seçilmiş başkanısınız. Ancak asla sahibi değilsiniz… Sayın Besim Dutlulu, siz de seçilmiş bir belediye başkanısınız. Bütçeyi hakkıyla kullanmak görevinizdir ancak Belediyenin ve belediye bütçesinin sahibi değilsiniz.

İkinizin de haklı olduğu ancak uygulamalarınızla bu konuda çok yanlış olduğunuz yerler var.

Şimdi söz sırası Akhisarspor’un gerçek sahibi olan Akhisarlılarda … STK’lar susmayın… Harekete geçin ve her iki tarafın aklıselim olmasını siz sağlayın… Aksi halde bu şehir, bu takım ve bu halk zarar görür…

Susmayın, konuşun, ikna ve baskı gücünüzü kullanın…

Kazanan Akhisar, Akhisarlı ve Akhisarspor olsun…

GHA/ Süleyman Kollu

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —