Bağımsızlık benim karakterimdir diyen bir milletin canı pahasına elde ettiği bağımsızlığa kavuşmasında en önemli köşe taşlarından biri şüphesiz İstiklal Marşımız.
Ülkenin o dönem başkenti olan İstanbul başta olmak üzere birçok toprağı düşman tarafından işgal edilmiş, dahası ileriye dönük adım atmaması için adeta prangalara vurulmuş, uzun yıllar süren savaşlardan yorgun ve bitap düşmüş bir halk, ancak ya istiklal ya ölüm dedirten bir kararlılık…
İşte tam da bu dönemde 12 mart 1921’de bu kararlılığı tetikleyecek,binlerce yıllık bir devlet anlayışına sahip, tutsaklığı asla kabul etmemiş bir milletin silkinip kendine gelmesine vesile olacak bir şiir, İstiklal Marşımız kabul edildi.
Bu gün 100. yılını kutladığımız İstiklal Marşımızın nelerin gerçekleşmesine vesile olup, yüzyıllar ötesine ne mesajlar verdiğini, bu Aziz Milletin karakterini nasıl tüm dünyaya aksettirdiğini asla unutmamalı.
Vatan, Bayrak, mukaddesat, İstiklal ve İstikbal’e ömrünü adamış, ‘Allah bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın’ diyerek ebediyen özgürlük dileyen vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u bu vesile ile saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ve diyoruz ki; sadece kulağımıza değil, yüreğimize, ruhumuza, ideallerimize ve hayallerimize seslenen İstiklal Marşımızı bir de bu anlayışla bir kez daha okuyalım…