Jeotermal santrallerin tüm Türkiye’de tehlike saçmaya devam ettiğini iddia eden CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen Sarıgöl’deki jeotermal tehlikesini meclis gündemine taşıdı.
Aydın’da jeotermal santrallerin etkileri daha önce defalarca Meclis’e taşınmış ancak bir sonuç alınamamıştı. Ege bölgesinde yaşanan bu jeotermal tehlikesinin Manisa’da daha fazla yayılmaması için CHP Manisa vekillerinin mücadelesi sürüyor. Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yapılacak JES için ihaleye çıkılacağının açıklanmasının üzerine bu konuda bir soru önergesi veren CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen önemli açıklamalarda bulundu.
Soru önergesinde JES’lerin tehlikesine dikkat çeken Başevirgen “Jeotermal Enerji Santralleri her ne kadar fosil yakıt kullanan santrallerden daha az karbondioksit salınımı yapıyor olsalar da, bu santrallerin inşaat ve sondaj yapma süreçlerinde ciddi problemler ortaya çıkabiliyor. Bunun en yakın örneğini 2012 yılında Alaşehir ilçemizde yaşadık. Jeotermal patlamalar çevredeki tarlalarda bağları kuruttu çiftçileri ciddi bir mağduriyete uğrattı. Bu patlamalarda zarar gören çiftçiler uzun bir süre ekim yapamadı, ürün alamadı. JES’lerin tehlikelerini o zaman da söylüyorduk şimdi de söylüyoruz. Temiz bir enerji türü olarak lanse ediliyor ama gerçekte durum hiç de öyle değil. Bir başka örnek olarak ise Gediz havzasında yaşanan kirlilik örnek gösterilebilir. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü 14.08.2017 tarihinde İzmir ve Manisa Valiliğine bir yazı gönderdi. Bu yazıda havzadaki arsenik değerinin düşürülmesi amacıyla havza ve çevresinde jeotermal ve madencilik faaliyetleri için yeni ruhsat verilmemesi gerektiği söylendi. Yani kendi kurumları da farkında bu enerji türü çevreye zarar veriyor.” dedi
Açıklamasında Aydın’da JES’lerin yarattığı zararlara da dikkat çeken Başevirgen “Kanser vakaları Türkiye genelinde %18 bir ortalamaya sahip. Ancak Aydın ili Menderes nehri çevresinde bu oranın %42’lere vardığını görüyoruz. Yani bu enerji üretim şekli çevreye zararlı, civardaki tarlalara zararlı, orada yaşayan vatandaşların sağlığına zararlı. Bu santrallerin Sarıgöl ilçemizde de yaygınlaşmasını istemiyoruz. Artık yaşanabilecek mağduriyetler sonrası giderici tedbirler almak yerine işin en başından önleyici tedbirler almamız gerekiyor” dedi.
Başevirgen önergesinde Sarıgöl ilçesinde bulunan JES’lerin yanı sıra santrallerin yaratacağı zararların önüne geçilmesi amacıyla ne tür önlemlerin alınacağını ve bu santralleri işleten şirketlerin nasıl denetlendiğini sordu. Önergesinde Türkiye’de enerji üretiminde çalışan özel şirketlerin kaçının denetlendiğini ve bu şirketlerin kaçının mevzuata uymadıkları için ceza aldığına da dikkat çeken Başevirgen soru önergesinde sekiz soruya cevap istedi.
Başevirgen soru önergesinde şu ifadeleri ve soruları yöneltti.
Bilindiği üzere Manisa ve çevre illerde yıllardır Jeotermal santral çalışmaları yapılmaktadır. Jeotermal Enerji Santralleri her ne kadar fosil yakıt kullanan santrallerden daha az karbondioksit salınımı yapıyor olsalar da, bu santrallerin inşaatları sürecinde ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir. Manisa’da bu duruma örnek olarak Alaşehir ilçesinde 2012 yılında yaşanan jeotermal patlamalar gösterilebilir. Santralin yakın çevresinde yaşanan sıcak su patlamaları çevrede üretim yapan çiftçileri zarara uğratmış ve bağlarını kurutmuştur. JES’lerin yarattığı çevre problemlerinin yanı sıra bir başka problemde santral çevresinde yaşayan vatandaşlarımızın sağlığı açısından ortaya çıkmaktadır. Kanser vakalarında Türkiye ortalaması % 18 iken, Aydın ilinde bu oranın %42 olduğu ve bu vakaların çoğunluğunun Menderes nehri çevresinde JES bölgelerinde olduğu görülmektedir. Sarıgöl’de yapılması planlanan jeotermal santral ilgili olarak bu tür problemlerin ortaya çıkacağı bir gerçektir ve bu duruma karşı önlemlerin alınması gerekmektedir.
Bu konu ile ilgili olarak;