Son yıllarda bal arısı kovanlarında sıkça görülen toplu arı ölümlerinin en önemli sebepleri olarak belirtilen tarım ilaçlarının oluşturduğu tehlike arıcılık sektörünü büyük ölçüde olumsuz etkilemeye başladı. Yurdun birçok yöresinden bal arılarında yaşanan toplu ölüm vakaları duyulurken, bilinçsiz kullanılan tarım ürünlerinin zararları sadece arıların ölümü ile kalmayıp doğanın dengesini tehdit eder boyuta geldi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer tarım ilaçlarının zararlarını, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin cevaplaması için soru önergesi vererek TBMM gündemine taşıdı.
CHP Niğde Milletvekili Gürer, yılda 200 bin arı kovanının yok olmasına neden olan bitki koruma ürününün yarattığı sorunu, TBMM gündemine taşıyarak konunun önemine işaret etti ve bu konuda acil önlem alınıp harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.
Üç aktif maddeden biri yasaklandı.
Soru önergesine yazılı cevap veren Bakan Bekir Pakdemirli, Neonikotinoid grubunda yer alan 3 aktif maddeden Clothianidin aktif maddesinin yasaklandığını belirtti. Bakan Pakdemirli, ilgili aktif madde ihtiva eden bitki koruma ürünlerinin imalat ve ithalatına son verildiğini bildirdi.
Gürer: “Tarım ilaçları doğanın dengesini bozuyor”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım ilaçlarının doğanın dengesini tehdit ettiğini, bilinçsiz ilaç kullanımının ise canlılara zarar verdiğini söyledi.
Bilim insanlarının yaptığı araştırmalarda, tarım ilaçlarının yanlış kullanımının yol açtığı zararın doğa ve canlılara etkisinin farklı araştırmalarla kanıtlandığını belirten Milletvekili Gürer, başlıca kötü sonuçlardan birinin ise toplu arı ölümleri olarak ortaya çıktığına vurgu yaptı.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yılda en az 200 bin arı kovanının yok olmasına neden olan bitki koruma ürünleri ile ilgili Bakana yönelttiği yazılı soru önergesinde ‘Neonikotinoid’ adı verilen ilaç grubunun, arıcılık sektöründe yarattığı zararı sordu.
Gürer’in önergesine yanıt veren Bakan Bekir Pakdemirli, Neonikotinoid grubunda yer alan 3 aktif maddeden Clothianidin aktif maddesinin yasaklandığını belirtti. Bakan Pakdemirli, ilgili aktif madde ihtiva eden bitki koruma ürünlerinin imalat ve ithalatına son verildiğini bildirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yazılı soru önergesinde, “Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği’nin raporuna göre ‘Neonikotinoid’ olarak adlandırılan ilaç gurubu sebebiyle bir yılda yaklaşık 200 bin arı kovanı yok oluyor. Avrupa’da yasak olduğu belirtilen bu ilaçların zararlarının tespit edilmesi adına çalışma yapılmakta mıdır? Ülkemizde yerli arı ırkının korunması ve ekolojik dengenin sağlanması adına çalışma yapılması düşünülmekte midir?” şeklinde sorular yöneltti.
Ömer Fethi Gürer’in önergesine yanıt veren Bakan Pakdemirli, “Neonikotinoid grubunda yer alan 3 aktif maddeden Clothianidin aktif maddesi yasaklanmış olup, diğer 2 aktif madde de ise kısıtlama yoluna gidilmiştir. Clothianidin aktif maddesinin ve bu aktif maddeyi ihtiva eden bitki koruma ürünlerinin ithalat ve imalatı 8 Şubat 2019 tarihi itibari ile sonlandırılmıştır” açıklamasında bulundu.
Bakan Pakdemirli, “Bu bağlamda Imidacloprid ve Thiamethoxamaktif maddesini ve karışımlarını ihtiva eden bitki koruma ürünlerinin ithalatı, imalatı ve kullanımı konularında Avrupa Birliği ile uyum içerisinde Bakanlığımızca gerekli kararlar alınmış olup, söz konusu kararlar uygulamaya konulmuştur. Bu konuda sonraki sürecin yönetiminde de yine Avrupa Birliği’nde alınan kararlar ve yapılan uygulamalar incelenecek, konu takip edilerek gerekli kararlar alınarak uygulanacaktır” dedi.
YERLİ IRKIN KORUNMASI ÇALIŞMALARI
“Türkiye’de Bal Arıları ve Bazı Yabani Arılarda Ölümlere Neden Olan Hastalıkların ve Toksikolojik Etkenlerin Araştırılması” isimli araştırma projesinin 2018 yılında başladığını hatırlatan Bakan, “Ülkemizde bulunan ve değişik bölgelerde adaptasyon sağlamış yerli arı ırklarım korumak amacıyla Anadolu Arısı, Muğla Arısı, Trakya Arısı, Ege ve Orta Karadeniz Bölgesi Arısı’nm ıslahı yapılmış ve arıcıların kullanımına sunulmuştur. Diğer bölgelerde bulunan bal arısı ırk ve ekotiplerine ait ıslah ve muhafaza çalışmaları Bakanlığımız ve Merkez Arı Yetiştiricileri Birliği ortaklıyla yürütülen projelerle devam etmektedir” dedi.
DOĞANIN DENGESİ BOZULUYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, insan nüfusundaki artışın gıda ürünlerine olan talebi artırdığını ifade ederek, “Talep, üründe verim, kalite ve en az zararın oluşmasını tetikledi. Önlemler içinde ürünü zararlılara karşı korumak, başlıca çaba gerektiren alan oldu. Bitki hastalıkları çeşitlendikçe tarım ilacı da çeşitlendi. Bir ürüne faydası olan ilacın diğer ürüne farklı etkisi oldu. Kullanımına dikkat edilmeyen alanlarda sorunlar katladı. Öyle ki sorun insan sağlığı için dahi risk üretir boyuta taşındı” dedi.
Bir çok alanda olduğu gibi dünyada daha çok gelir sağlama anlayışı ile kimyasal sanayinin insana olumsuz yansıması olan kimyasal ilaçların piyasaya verildiğini söyleyen Gürer, “Ciddi boyutlu araştırma yapmadan pazarlanan ilaçların etkisi alanda görüldükçe yasaklar geldi. Arı ölümlerine neden olan ilaçlarda bu tür ilaçlardan. Kullanılan ilaçlar doğal dengeyi bozdu. Ağaçta ya da tarlada atılan ilaç, toprakta doğanın doğal dokusunda yaşayan yararlı canlıları da yok etti. Dünyada da süregelen sorunun, ülkemizde alındığı söylenen önlemlere rağmen farklı olumsuz yansımaları halen devam ediyor. İnsan sağlığı için ciddi tehditlerde sürüyor. Tarım alanlarında uygulanan tarımsal ilaçların; hava, su ve toprağa doğrudan etkileri tüm doğada canlılar ve insana etkileri de sürekli tartışılmasına rağmen ilaç üretimleri devam ediyor ve risk azalmıyor. İlaçların etkileri ve yansımaları mutlaka daha kapsamlı ve sürekli takip edilmeli, daha da önemlisi alternatif çözüm arayışları da gelecek adına önemlidir” dedi.
PESTİSİT CİDDİ SORUN
Zararlı ve öldürücü olarak tanımlanan tarım ilaçlarına dünyanın genelinde hassasiyet oluşmasına rağmen kullanımının devam ettiğini vurgulayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Pestisit; ülkeler arası gıda ürünlerinde üzerinde durulan başlıca ilaçlardan biridir. Ancak esas olan, ürünün üretildiği alanda kullanım denetimidir. Sonucun ortaya çıkması o sürece kadar ciddi zararın oluşmasını yaratmaktadır. Arı ölümleri göstermiştir ki; koruma ilaçları doğa dengesi üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. İncelenmeden piyasaya ilaç verilmemelidir. Yasaklama sürecine kadar verdiği zararın boyutları ise tam bilinmemektedir. Özellikle yabani ot için kullanılan mevcut ürünü diğer otlardan arındıran zehirlerinde çok dikkatli ve takipli kullanılması şarttır” dedi.
GHA/ Süleyman Kollu
ARILARIN EKOLOJİK DENGE VE İNSAN HAYATI ÜZERİNDEKİ ÖNEMİ
Onedio.com haber sitesinin bir haber çalışması oldukça çarpıcı sonuçları ortaya koyuyor. Ben de konu ile ilgisi olduğu için bu bilgileri sizlerle paylaşıyorum. Bir çoğumuz Einstein’in bal arıları ile ilgili iddiasını bilir.
Einstein’in İddiası:
Bal Arıları Ölürse, İnsanlar da Ölür! Peki, Gerçekten Öyle mi?
Avustralya Bilim Akademisi tarafından yapılan ve desteklenen araştırmalar sonucu insan yaşantısının devam etmesindeki en önemli rollerden birisi de bal arılarına verilmiş.
Hayatımız için bu kadar öneme sahip olan bal arıları hakkındaki bilgileri de sizler için biz, bir araya getirdik.
İnsan yaşamı ve toplumlar, yüksek ölçüde karışık ve kırılgan temeller üzerine kuruludur. Bazı etmenler, yaşam kalitemizi hatta yaşamımızı düşündüğümüzden çok daha önemli ölçüde etkilemektir. Bu etmenlerden biri de bal arıları. Tükettiğimiz her 3 öğünden biri arılar sayesinde mümkün. Bal arıları o kadar önemli ki eğer ölürlerse binlerce ekin de beraberinde ölür. Bu da ilerleyen yıllarda milyonlarca insanın açlık çekmesiyle sonuçlanır.
Einstein: ‘Eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür.’
Hepsinden önce bal arılarının büyük bir ekonomik önemi vardır. Her yıl polenlenen bitkilerin mali değeri 265 milyar $ dolaylarında. Bal arısının olmadığı bir ekosistemde, tükettiğimiz yiyecekler yok olurlar veya üretimde devasa bir düşüş yaşanır. Elma, soğan, kabak gibi yiyeceklerin yanı sıra besicilikte kullanılan bitkiler, süt ve et gibi yiyecekler için de bal arısının varlığı çok önemlidir.
Einstein’in şu lafı sıkça alıntılanır; ‘Eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür.’ Aslında muhtemelen bunu söylemedi, ancak söylemde kesinlikle gerçeklik payı var. Bu durumu açıklamak rahatsız edici olsa da arılar ortadan kaybolmaya başladılar, yani ölüyorlar. Milyonlarca kovan geçtiğimiz yıllarda işlevsiz hale geldi. Dünya çapındaki arıcılar yıllık %30 – %90 kayıp yaşadıklarını belirtti.